22 Ekim 2013 Salı

DİYET GÜNLÜĞÜÜÜÜÜÜ!!!

Merhaba canlar,
Malum kurban bayramında 500 gram almıştım. Tabi öyle her boşlukta yemek yersem olacağı buydu. Neyse pişman değilim ama. Biliyordum kilo alacağımı ama ana kucağının sıcaklığına koyvermiştim kendimi. 

kerevizimden kalanı yarın okula götüreceğim. :)
Bayrama çıkmadan önce tüüüüüüm buzdolabını boşaltmıştık. Bugün öğle arasında koşa koşa pazar alışverişi yaptım. Kış sebzeleri artık malesef ki tüketilmeli. Bizim evde öyle pek kereviz, pırasa, karnabahar falan pişmez. O yüzden pek sevimli gelmez o kış sebzeleri. Ama malum diyetteyiz, sağlıklı beslenmeye özen gösteriyoruz. Bir de artık hormondu, GDO'ydu derken mevsimin sebzeleri tüketilmeli diye düşünüyorum.
İşte bu düşüncelerle pazardan bu hafta için karnabahar, kereviz, pırasa, havuç, patates, yeşilllikler( maydanoz, roka, tere, dere otu.), mandalina ve armut aldım. 


Bulguru çooook seviyorum.
Akşam yemeğine acaba hangisini yapayım derken aklıma üniversiteden canım arkadaşım Eminem'in yaptığı lezzetli kereviz geldi ve hemen telefona sarıldım. O anlattı, ben yaptım. Yanına salçalı, biberli ve soğanlı bulgur yaptım. Hızımı alamayıp yarına da pırasa yemeği yaptım. Onun da tarifini internetten aldım. Malum yarın spora gideceğim. Gitmeden önce koştur koştur yemek yapmayayım dedim. 


Akşam menüm kereviz, bulgur pilavı, yoğurt ve roka salatasından oluştu. Hala çoooook tok hissediyorum kendimi.

Yarının ana yemeği. Aslında pek
lezizmiş gibi gelmiyor. Ama deneyeceğiz.
Sabah ise 2 dilim ekmek, arasında ince kaşar dilim, domates ve salatalıktan ibaretti. Ha tabi şekersiz çay malesef ki yine içildi. Malum çay, kahve vücudumuzu asitleştiriyor.

Ara öğünde 1 mandalina yedim. 

Öğle yemeğimde ise 1 dilim ekmek, lor peniri-domates-salatalıktan oluşan çingene pilavı ve ayran vardı. Gayet doyurucu ve sağlıklıydı diye düşünüyorum. Tabi tüm gün alkali suyumu da içtim.
Bakalım bu 5 günde nasıl bir ilerleme kaydedeceğim??? Umarım bol kalori harcadığım ve az ve sağlıklı kalori aldığım günler beni bekler...

HERKESE ÖPÜCÜKLEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEER!

21 Ekim 2013 Pazartesi

BAYRAM SONRASI ALARMIIIIII! SIKI DİYET ZAMANI!!!

Merhaba canlar,
Karşıdan bakılınca koskoca görülen ama göz açıp kapanınca biten bir dokuz günü yaşadık. Siz de benim gibi düşünmüyor musunuz? Yaf daha dün hazırlamadım mı "Bayramınız mübarek olaaaa!" postunu? Anacığımın kucağında mis gibi bir 9 gün geçti. Canıııımın canı yeğenim "Memoş"u öpe koklaya bitiremedim. Özledim şimdiden keratayı. Küçücük velet sımsıkı boynundan sarılıyor insanın. Isırmalıktı tam canıııım benim.
Siz de aynı soruyu soruyorsunuz diiğ miiiiii?
Siz de aynı soruyu soruyorsunuz diğ mi????

Neyse efendim bu 9 günde "Oooo hiç tatlı yemedim, kavurmayı ağzıma bile sürmediiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiim." desem inanır mısınız? Hiç inandırıcı gelmedi diğ mi??? Anacığımın elleriyle yaptığı kavurmalar, etli çorbalar yenmez mi hiç? Hadi tamam evde yedim. Peki dışardaki hallerime ne demeli? Aaa orda KFC'mi var, ay Mehmet waffle mı o, şu torpillerden de mi yesek'lerle geçen bir 9 gün oldu dostlar... Resmen nefsimi doyurmak üzerine geçirdim bu bayramı. Pişman mıyım? Pek pişmanlık hissetmiyorum açıkcası. Çünkü serbest serbest istediğimi yerken gerçekten çoooook mutluydum. Ama tabi ki bu güzelliklerin bana bir dönüşü olacaktı. Tam tamına 500 gram alarak döndüm anacığımın kucağından.
Deneyin deriiim. Nefiiiiiiiiiiiiiiiiiiiis!


Ama hemen silkelenip kendime gelmeliyim dedim ve cuma gününe kadar vücudumu aldığım kilolardan ve daha fazlasından kurtarmam gerek. Her şey sağlıklı ve güçlü bir beden için!!!

Efendim duymuşsunuzdur Alkali yaşam tarzını. Bilmeyenler için kısaca anlatayım. Vücudumuz azıcık ucundan alkali, yani bazik. Ama yediğimiz kızartmalar, hamur işleri falan filanlar vücudumuzu asitleştiriyor. Yani onları yiyerek biz vücut dengemizi bozuyoruz, bağışıklık sistemimizi savunmasız hale getiriyoruz. Ama alkali beslenme zımbırtısıyla bedenimiz daha güçlü sağlıklı ve dinç oluyor. Kendinizi gün içinde daha dinç hissediyorsunuz. Ben de işte buna yönelmeye karar verdim. 

Ne mi yapıyorum? 

Normal su içmiyorum bi kere artık. Alkali su hazırlıyorum kendime. Bunun için 2 lt suya bir çay kaşığı ingiliz karbonatı atıyorum. Tadı ilk başta hoşuma gitmemişti ama alışmaya başladım. Ayrıca limon ya da misket limonuyla yapılan su da vücudu son derece alkali yapıyor.

Tüm çiğ ve kızartılmamış sebzeler vücutta alkali etki yapıyor. Ama kızartmalar, konserveler, çay, kahve, barbunya, mercimek gibi bazı bakliyatlar ve et ürünleri vücudumuzu asitleştiriyor. Ben de alkali sebzelerle kendime güzel güzel yemekler yapacağım umarım. İlk gün gayet güzel geçti. Tost makinesinde közlediğim sebzeler oldukça sağlıklıydı. Öğlen de zaten yağsız çingene pilavım 1 dilim ekmekler güzel gitti. 

Cuma günü malum diyetisyen randevum var. Umarım cumaya kadar vücudum kendine gelir.  Randevuya kadar ne kadar fark edecek merak ediyorum. Gelişmeleri yine bildireceğim...
HERKESE ÖPÜCÜKLEEEEEEEER!!!

11 Ekim 2013 Cuma

KURBAN BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUUUUUUUUUUUUUUUUN!!!

Merhabalaaaaaaaar,
Veremediğim kilolarım ve ben 9 günlük lezzetli bir Kurban Bayramı tatiline giriyoruz. 1 haftada ancak 500 gram verebilmişimdir. Neden böyle yavaşladı ki bu zayıflama işi? Sinir olmamak elde değil. Önceden 1 haftada 2 kiloya yakın uçup gidiyordu.  Bugün sevgili diyetisyenciğiiiimle randevudan sonra, sıcacık ana kucağına gidiyoruz hayırlısıyla dostlar. Bu bayram çooooook zor geçecek ben ve sevgili zayıflamak isteyenler için. O güzel mangallar, kavurmalar arasında nefsime nasıl hakim olacağım bilmiyorum. Sabıııııııırrrrrr versin Allah'ım bana. 
HEPİMİZE BOL KAHKAHALI, BOL KAVUŞMALI NEŞELİ BAYRAMLAR DİLİYORUM...

6 Ekim 2013 Pazar

DİYETTE SEZON 2, PART 2!!!!

Merhaba canlaaaaaaaaaaaaaar,
Güzelim sonbahar gelmeden kış olanca soğukluğuyla evimizi, sokağımızı buza çevirdi. Uzun kollu tişörtleri, gömlekleri giyemeden kazak moduna geçtik. Bu soğuk geçici diyorlar, lakin bu saatten sonra sıcak gelse bile ne kadar gelir bilemiyorum. Daha geçen hafta şortlarla, kaprilerle sokaklarda fink atıyorken; içlik mi giysem leyyyyn, demeye başladık. Neyse hayırlısı diyelim. Zaten hiç sevmediğim kış gelecekti eninde sonunda. Bu kadar erken olmayaydı iyiydi. 

1 Ekim 2013 Salı

MİİİİM!

Merhabaaaa Dostlar,
Uzun zamandır bloglar arasında mimlenme şeysini görmüşsünüzdür ya da duymuşsunuzdur. Ben de niye beni kimse mimlemiyor diyordum kiiiiiii, sevgili Sende İncel'ciğim beni mimlemiiiiş. Hemencik cevaplayayım dediiiim.

Blogunuzun adı: Rugan Ayakkabı Giymeyen Kız

Hangi ilde yaşıyorsunuz ve semtinizi söylermisiniz? Aydın/Söke
Blogger buluşmalarına katıldınız mı? Maaaaaaaaalesef katılmadım. Hem iş yoğunluğu hem de Aydın'da yaşamam buna sebep oldu sanırııım.
Bulunduğunuz ilde bir blogger buluşması gerçekleşse katılmak ister miydini? Tabiiii ki isterim. 
Sizce bir blogger buluşma etkinliği nasıl olmalı? Sıcacık ve her türlü bilgi alışverişinin olduğu bir ortamda olmalı bence. Çünkü birbirimizden öğreneceğimiz çoooook şeyin olduğunu düşünüyorum. Tabiiii ki bir sponsorumuz olsa süper olur, ama yoksa da yapacak bişey yok =)


Bu güzeeeel mimi için Sende İncel'e teşekkür ediyorum ve ben de bu sorulara bişeyler ekleyiiip mimliyorum sizleriiiiii. İşte Sende İncelimizin sorularına eklediklerim:

İlgi alanlarınız nelerdir?
Kaç yaşındasınız?
İdolümdür dediğiniz 3 blogger kimdir?
En çok hangi tarzda blog okumayı seviyorsunuz?


Mimi cevaplayan arkadaşlarıma şimdideen çooooooooooooooooooook teşekkür ediyorum.
HERKESE ÖPÜCÜKLER!!!!

28 Eylül 2013 Cumartesi

DİYETTE SEZON 2, PART 1!!!

Selam Gençler!
Biliyorsunuz ki diyetimin ilk 10 gününü devirdim. Geçtiğimiz haftasonu Memetim'in anneciği ve babacığını Hacca yolladık hayırlısıyla. Tabi haftasonu köyümüzde olunca diyeti bozmamak gibi bir durum söz konusu bile olamaz =)) Her şeyden yedim haftasonu oooooh mis gibi. Tabi diyetimde açtığım bu deliğin bana gram gram döneceğini biliyordum. Çok şükür ki evren bana torpil geçmiş ve haftasonu kaçağını affetmişti. Diyetisyenciiime gittiğimde tam tamı 1300 gramım uçmuş gitmiş. Çok sevindim yafff. Zira ancak yarım kilo falan gitmiştir diye düşünüyordum. Ama az yemişim galiba. =P 
Tabi kaçak yaptığımı söyleyince diyetisyenim azıcık kızdı ve az daha o güzel bonus günümü elimden alacaktı. Yavuz Beyciğimiiiz "Aslında bonus vermesek de olur." dedikçe Mehmet yanımda kahkahalardan yarılıyordu. Bu adam benim işkence çekmeme bayılıyor sanırsam.
Perşembe günü dolu dolu bonusumuzu yaptık. Gelsin kokoreçler, gitsin pastalarlı bir gün geçirdim. Bugün anca toparlamaya çalışıyorum dünkü oburiksliğimi. Ayın 4'ünde tekrar kontrolüm var dostlar. Umarım bu kez 2 kilonun üzerine çıkarım. En kısa zamanda istediğimiz kilomuza kavuşuruz umarım. 
Bu arada spora da başladık ey dostlar! Haftada 3 gün step ve platesten oluşan bir programa başladım. Tabi boş zamanlarımda yürüyüş de yapacağım ama o henüz gerçekleşmedi. Çok mu yoğunum neyim?
HERKESE ÖPÜCÜKLER VE SAĞLIKLI DENGELİ BESLENMELER!!!

15 Eylül 2013 Pazar

VE DİYET BAŞLAAAAAAAAAAR!!!

             Merhaba dostlar,
       Malumunuz cuma günü sevgili Yavuzcuuuum diyetisyenciiime gittim. Tatilde en büyük korkum Ramazan ayında kilo almaktı. Ama çok süper bir Ramazan geçirdim. Hatta kilo bile verdim. Ama Ramazan'dan sonra verdiğim o kilocukları geri aldım. Yani tatil öncesi kiloma geri döndüm. Söke'ye gelince de azıcık cipslere fast foodlara abandım sanırım diyete başlayacağım diye. İşte bu abanma bana 600 gr olarak geri dönmüş. :( Ne yapalım yedik bir kere kalorili çikolataları. Ama pişman değilim arkadaş çok lezzetlilerdi. Bir de zaten diyete başlayacağım için onlar benim için bonus oldu. =))
      Neyse canlar. Sevgili diyetisyenimle kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ama gerçekten kaldığımız yerden devam ediyoruz. Diyetimde kalem değişiklik yapmadı. Sadece çorba yerine 3 kaşık makarna ya da pilav yiyebilirsin dedi. Tamam zayıflıyorum bu diyetle ama insan azıcık farklı bir diyete kayacağız diye düşünüyordum. O yüzden "acaba evde kendim devam edebilir miyim?" diyorum. Yine diyetisyene gider gibi 10 günde bir kilo kontrolü yapsam başarabilirim kanımca. Yaptığım ödemeyle önümde 2 kontrolüm daha var. Bakalım geçsin şu 2 kontrol. Ama diyetime çok sıkı başladım dostlar. Gerçekten çok dikkat ediyorum her yediğime ve bu 2 günde 1 kilocuuum gitmiş dostlar. Bakalım kontrolüm ayın 25'inde. Umarım sahalara dönüşüm muhteşem olur. Bu arada pazartesi spora da başlıyoruuuuum.

      Bu arada sizce diyetisyensiz diyetimi sürdürebilir miyim gençler? Azıcık kendime güveneyim diiiiiiğ mi?
Allah bana ve tüüüüüüüüüüüüüüm diyet yapanlara sabır versin. =)) 
HERKESE ÖPÜCÜKLER!!!

10 Eylül 2013 Salı

ALARM!!!

                 Merhaba gençler,
        Yazın bitişini yavaş yavaş geceleri üzerimize ceket alma ihtiyacından hissediyoruz malesef. Ben kışı pek sevmem. Sanki bu seneki yaz da geç başladı erken bitti gibime geliyor. Neyse bakalım doğa olaylarına karışmak olmaz diğ mii? Yazın başlamasıyla diyetime ara vermiştim. Takip edenler bilir. Ama yaz bitiyor ve önümüzdeki yaza incecik bir fidan olma yolu için şimdiden çalışmalara başlamak gerekiyor :)))
         Bu cuma sevgili diyetisyenim Yavuz Beyciğim'le randevum var. Umarım yazın elimin armut toplamasına pek kızmaz. Zira kendileri rüyalarımda karabasan olarak yakamı bırakmamakta. Şaka bir yana gerçekten çok iyi bir diyetisyenle çalışıyorum. Tabi bu iş sadece diyet ile olmuyor gençler. Göbüşlerimiz, kollarımız sarkmasın diye spora da gitmek lazım değil mi? Pazartesi de okuldaki kankeytolarla spora başlayacağız. Kalabalık arkadaş gruplarıyla yapılan spor daha verimli ve eğlenceli oluyor kanımca.
        Vatana millete ve en önemlisi sağlığımıza hayırlı bir diyet olması dileğiyle canlar...
         HEPİNİZİN TATLI YANACIKLARINDAN ÖPERİM!..

3 Eylül 2013 Salı

TATİL BİTTİİİİİİİİİİ!!! :(

Her güzel şey gibi malesef o güzeeeeeeel ve uzunluğu dillere pelesenk tatilimiz bitti. Sabahları erken kalkmalar, bugün ne giysemler, dersi nasıl sevimli hale getirsekler başladı.
              Bünyem henüz hazır değilmiş dostlar. Sabah yataktan kendimi sökemeyince bunu anladım malesef... Tabi sen bir gün önce denizden çıkmayı bilmezsen ertesi güne pertin çıkar tabi. Güzel bir yeni eğitim-öğretim yılı kahvaltısıyla başladık güne. Okulda dostları görmek çok güzeldi lakin ben bugün çok yorgundum. Alışacağız tabi ki...
              Peki ben son zamanlarda neler yaptım? Tatilimizin birazı İzmir, birazı Simav arasında geçti. Öncesinde kısa bir deniz, kum, güneş tatili yaptık. Ramazan'ı da seriiiin seriiiin Simav'ımızda geçirdik. Küçük Memoş'um ( kendisi yeğenim olur.) o kadar tatlıydı ki. Çok özlüyorum keratayı. Yürümeye başladı ablaları, abileri. Tatlı tatlı gülücüklerini yirim yiriiiiiiiiiiiiiiiim =) İzmir'de tatilimizin son demlerinde Söke'ye dönmeden önce şampuan ve saç kremi almak için Hobi'ye girdim. Amma ve lakin yok şunda indirim, yok bunda indirim var derken elim kolum dolu poşetlerle çıktım dükkandan. Tabi bundan en çok etkilenen canım kocişim oldu. Bu alışverişten sonra anladım ki gerçekten seviyor bu adam beni =)
            Hemen aldığım ürünler hakkında kısacık dipnotlar sunayım sizlere...





MONTEIL HYDRO CELL YIKAMA JELİ: Daha önceden gelinimiz sayesinde deneme şansı bulmuştum. Kokusu muhteşem gerçekten. Cildimde genel olarak bir problem yok. Yves Rocher'in peeling etkili bir jelini kullanıyordum. Onu her gün kullanmak cildime hasar verebilir düşüncesiyle aldım ve çooook memnunum. Yumuşacık bir cildim oluyor bununla yıkadıktan sonra.

MONTEIL HYDRO CELL TONİK: Yine bunu da Asya sayesinde denemiştim. Yine kokusu süper ve yumuşacık oluyor cildim. Bu tonikten önce Lancome'un bir toniğini kullanıyordum. Ama aşırı alkollüydü ve kupkuru yapıyordu cildimi. Artık Lancome'u cildim çoook yağladığında ya da ağır makyaj yaptığımda kullanma kararı aldım.





MALU WILZ THALASSO HYDRO GEL: Hiç deneme şansım olmadı. Sadece Hobi'deki cilt uzmanı hatunun tavsiyesi üzerine aldım. Ama tam istediğim gibi bir krem. Azıcık kullanıyorum. Çünkü gözeneklerim kapansın veya cildim yağlansın istemiyorum. Kokusu idare eder. Ama nemlendirici olarak süper. Sabahları kullanıyorum bu jeli. Gece yatmadan önce ise Yves Rocher'in bir kremini kullanıyorum.

MALU WILZ EYE CONTROL CREAM: Gözüm malesef ki küçücük bir makyaj kırıntısında bile yorulup kanlanıyor. Küçük parmak vuruşlarıyla yediriyorum.


      Sanki bu ürünleri kullandıktan sonra cildim daha bir güzelleşti. Daha sağlıklı görünüyor. Cildime tüm bu bakımları sırasıyla yaptıktan sonra kendimi tazelenmiş hissediyorum. Umarım cildimiz yaşlanmaz hatuuuunnnnnnnnlar! En büyük korkum kırışıklıklar. Zaten bir gün kapımı çalacaklar, ama ne kadar gecikirse o kadar iyi di miiiiiiiiiiii?




DOWN UNDER ARGAN YAĞLI SAÇ KREMİ: Daha önce deneme boyu almıştım ve çok memnun kaldım. Yumuşacık yaptı saçlarımı.  Zaten şu kozmetik alışverişinin fitilini bu saç kremi ve şampuanı yaktı. Şampuanını almadım ama saç kremiyle çok mutlu bir ilişkimiz var =)


PRIVACY GOLD SENSATION MAN: Canım kocişimin favori parfümüdür kendileri. Gayet de güzel kokuyor. Kalıcılığı da ortalama denilenebilir.

ROJO REINA SPORT DEODORANT WOMAN: Bu deodorantı hediye olarak verdiler. İdare eder bi kokusu var. Zor zaman kurtarıcısı olabilir.





MONTEIL VITAMIN SHOWER GEL BODY AND HAIR: Down under şampuanı bırakıp bu şampuanı alırken buldum kendimi bir anda. Gerçekten saçlarımı arındırıyor ve kepek sorunum bitti. Bu şampuanı alana aynısından ve MONTEIL VITAMIN BODY LOTION hediyeydi. Vücut losyonunu da duştan sonra kullanıyorum. Şampuanla yakın kokuları var gayet ferah kokuyor.

            Tatil bitmeden önceki son kozmetik alışverişim bu kadarcık oldu dostlar. Artık uzuuuuuuuun bir süre saçlarıma ve cildime bir ürün almam diye düşünüyorum. Aldığım ürünleri beğenerek kullanıyorum şimdilik.
            Okuldaki ikinci günü de bitirdim dostlar. İlk gün gerçekten feciydi. Ama ikinci gün toparladım kendimi. Sınıfıma girdim tozlanmış panolarımı sildim. Yarında düzenimi kurarım sınıfta. Yeni eğitim-öğretim dönemi heyecanı başladı bende dostlar. Lütfen bana başarı ve şans dileyin.
                                        HERKESE ÖPÜCÜKLER!...

20 Ağustos 2013 Salı

AYŞE TATİLDE POSTU!

    Bu biraz geç yazılmış bir post oldu. Ama tatilimizle ilgili tüm fotoların elime ulaşmasını bekledim. Canım arkadaşlarım Ayşe ve Hasan ziyaretimize gelince o güzel anıları da beraberlerinde getirdiler. Onlara buradan teşekkürü bir borç bilirim :)
    Tatilimizden 1 gün önce sevgili arkadaşım Tuğba ve Erdal'ın düğünü vardı. Onların düğününden çıkıp Kuşadası'na Emoş'uma gittik. Çünkü onları alıp birlikte Kemer'e yola çıkacaktık.
     Kuşadası'nda geceleyip erkenden yola çıktık. Antalya'ya vardığımız ilk gün pek bişey yapamadık. Odalarımızda dinlendik ve otelin sahiline gittik. Ama denize giremeden geri geldik. Açıkcası sahil hoş görünmedi gözümüze. Azıcık havuzda eyleşip Kemer'e gittik. Zaten Antalya hep Rus turist kaynıyor. Bekliyorduk Rusları ama bu kadarı çooook fazla geldi bünyeme. Kemer'de turistlere yönelik bir çok deri, kürk ve giyim dükkanı mevcuttu. ama beni şaşırtan ev tekstili ürünleri oldu. Adamlar çeyizlerini Kemer'den temin ediyorlar kanımca.
  Gezimizin ilk günü şöyle bir meşhuuuur şelalelere gidelim dedik. Önce Düden Şelalesi'ne gittik. Aman yarabbim bu ne güzellik dedim. Her yerden su akıyor ve yemyeşil. Çooook seneler önce Van'ın Muradiye Şelalesi'ne de gitmiştik Mehmetim'le. Oradan daha çok su akıyor. Ama ben Düden'e bayıldım. İşte size Düden'den bir foto. Yüzümdeki acı gülümsemeyi fark ettiniz mi? Çünkü fotodan az önce Sevgili Ayşe'nin S3'ünü elimden düşürmemek için yeri öpmüş bulunmaktaydım. Bacaklarımdaki izler halaaaaaaaaaaa geçmedi...

         Düden'den sonra Kurşunlu'ya gittik. ama Kurşunlu o kadar beğenimi kazanmadı. Daha durgun bir yer. Düden resmen çağıldıyordu. Kurşunlu'nun sularına bakınca hemen Mehmet'in gözleri parladı. Uzatsan eline gelecek balıkları görünce "Dur!" dedim Mehmet'e. Malum koruma altında buralar. İnsanın eşi balık meraklısı olunca işi zooooor dostlar! Bu da artık yürümekten yorulmuş Kurşunlu Gazileri. Sırıttığımıza bakmayın, gerçekten yorulduk.. :)




Yolda Göynük Kanyonu tabelalarını görmüştük. Bir uğrayalım dedik. Ama Göynük Kanyon resmen bir günümüzü aldı. Kanyon'da bodyrafting diye bir olay var. Yüzme kıyafetlerini giyip nehir boyunca yüze yüze tırmanıyorsun. Hemen balıklama atladık. Yüzülen yere çıkana kadar resmen piştik dostlar! Herhalde bir 5 kilometre tırmandık dağlara bayırlara. Ama sonrası süperdi. İyi ki tırmanmışız dedik. Yüzme parkurunun sonunda gürül gürül akan bir şelalecik var. Ona sırtını yaslayıp masaj yaptırmış gibi oluyorsunuz. Herkese tavsiye ederim burayı. Bu resim geri dönüşte çekildi. Sevgili turist abime telefonu verdik. Adam bize "zooooom! Zooooom!" diye sesleniyor. Biz de "Yeeees! Yeees!" diye karşılık verdik. Adam zoomlu çekiyor sanıyorduk ki; zoom neredevari seslendiğini fotolara bakınca anladık. Bu ise kendimizin çektiği zoomlu fotolardan :)) Kelebek gibi uçarız pozu :P



Gezimizin bir günü Antalya Akvaryum'a gittik. Dünyanın en büyük tünel akvaryumuna sahipmiş kendileri.  Akvaryumda dünya denizlerinden çeşit çeşit deniz canlıları vardı. En çok batık uçak olarak konseptlenmiş köpek balığı akvaryumunu beğendim ben. İlk kez böyle bir akvaryuma gittiğimden midir bilinmez ben çok sevdim akvaryumu.
Karayip korsanı ve biz :P


Antalya'ya gelinir de rafting yapılmaz mı dedik? Hemen bir tur şirketiyle pazarlık yapıp bir günümüzü de ona ayırmaya karar verdik. Rafting alanına yolculuk biraz uzundu. Yollar da engebeliydi. Açıkcası içim dışıma çıktı ama direndim  a dostlaaaaaaaaaaaaar! :) Ama yolculuğun sonrası çok güzeldi. 7 km'lik bir parkurdu. Başlangıç düzeyi için gayet güzeldi bence. Ama öyle bot devrilsin falan isterim diyenlere Karadeniz'i öneririz. Köprülü Kanyon'un suyu süper soğuktu. Bazı yerlerde kaptanımız yüzme molası verdi. Bence soğuk da olsa mutlaka o suya atlanmalı :) Rafting yaparken kenarda köşede saklanmış kameralar seni çekiyor. Çok pahalıya da satsalar, anı olarak alınmalı bence. Kısacası rafting süperdi. Benim için tatilin en güzel günüydü diyebilirim. Tatilde değişik bir şeyler yapmak insanın hoşuna gidiyor. Antalya'ya gidecek herkese benden tavsiye olunur.




Bir de ben gelmeden önce Patara Plajı'nın güzelliğini duymuştum. O yön üzerinde hem Olimpos, hem de Yanartaş diye bir doğal güzellik varmış dediler. Bir gün de oraları gezelim dedik. Önce Yanartaş(Chimera)'ya gidelim dedik. Tatilimizin ilk günleri Antalya'ya göre gayet iyiydi. Ama o gün artık Antalya sıcağı yüzünü gösterdi bize. Yanartaş'a varabilmek için keçi gibi bir patikadan tırmanıyorsunuz. Zaten o patikaya tırmanıncaya kadar canın çıkıyor; oraya varınca peki göğe mi eriyorsun? Kesinlikle hayırrrrrrrrrrrr!
Chimera( Yanartaş) 
Yanartaş harbiden yanıyor dostlaaaaaaaaaaar! Dağdan metan gazı çıkıyor ve oksijenle buluşunca yanıyor zaar. Oraya kadar iki ateş görmek için çıkılmazmış bunu öğrenmiş olduk. Neyse oradan da eksik kalmamış olduk deyip Olimpos'a yönümüzü çevirdik. Olimpos'un kapısına vardığımızda su almak için oradaki büfelere yanaştık. Oradaki amca bize boşuna girmeyin, zaten denizi çakıllı falan dedi. Zaten Yanartaş'ta hayal kırıklığına uğradığımız için Adrasan'a yola koyulduk. Adrasan uuuuuuuuuuuupuzun bir sahil. Ayşeciğim peki orası güzel miydi dersen, ııh derim. Ne bileyim ben her daim denizde açılsak da yere ayağımız değsin diyen bir vatandaşım. Yüzme bilmiyor da değiliz arkadaş, ama korkuyorum işte. Mehmet'e durmadan "Dur, açılma, bak bişey olsa kurtarmam!" diye diye yanımda tuttum adamcağızı. Ben alışmışım Ege'min o güzel sahillerine. 

Balkonumuzda bizi selamlayan ağaç
Orada serinledikten sonra otelciğimize döndük.  Hangi otelde kaldınız diye sorarsanız, Selçukhan Otel'de kaldık. Yemekler çeşitli ve güzeldi bence. Tabi ki hiçbir yemek kendi yaptığımıza benzemez ama aç kalmadım en azından. Temizlik de geçer not aldı benden. Ama kötü olansa otelin yarısı eski, diğer yarısı ise yeni yapılmış. Ha bize neresi mi geldi? Tabi ki eski oda! Bizim odada bir problem yoktu ama insanın zoruna gidiyor arkadaş eski odalarda kalmak. Zira otelin en dolu olduğu zamanlar olduğu için odamızı da değiştirme şansımız olmadı. Ama güzel yönü biz 3 çift gitmiştik. Üçümüzün odalarını da yan yana verme nezaketinde bulundular. 

Tüm tatil boyunca sabah erken kalkıp tüm gün koşturduğumuz için akşamları pek bir yorgunduk. O yüzden geceleri alemlere akma durumu pek olmadı. Ancak gecelere akmak isterim ben diyenlere Kemer'de Ayışığı isimli bir mekan oldukça ünlü. Herhalde güzeldir. 
Antalya bana çok ilginç geldi. Tüm hizmetler Ruslara yönelik. Barlarındaki şarkıcılardan tutun, resepsiyon görevlilerine, mağaza çalışanlarına kadar Rus hep. Arz talep meselesi kanımca. Ama Antalya'ya gelir miyim bir daha sanmam.  Ben Ege'yi daha çok seviyormuşum arkadaş bu gezi güzelim Didim ve Kuşadası kumsallarıma daha da hayranlığımı artırdı.

Dönerken Kaş tarafından döndük. Orada canım kuzenim ve eşi bizi karşıladı. Çok güzel bir sofrayla bayram ettik resmen. Ardından mini bir Kalkan turu yaptık. Ve ben bayıldım Kalkan'a. Sakin ve çooook nezih kesinlikle. Her şey derli toplu ve düzenliydi Kalkan'da. Kuzişim kalmamız için çok ısrar etti ama dönmemiz gerekliydi. Mehmet'imle tekrar gelme sözü vererek ayrıldık. 

Çoook yorucu ve güzel bir tatildi. Elimizden geldiğince gezdik Antalya'da. Zaten öyle tüm gün plajda yatmalı tatiller bana göre değil. Geri dönüş yolunda tatili tam tadında bitirdiğimizi fark ettik topluca. Bir gün daha fazla Antalya bıkkınlık yaratabilirdi. 
Çok fazla gevezelik yaptım diiiiiğ mi? Anlatmaya devam etsem ohoooooooooooooo, hepinizin kafasını şişiririm. Herkese bol güneşli, güzel günler...


MUTLU KALIN!!!


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

ARA BENİ ÖPTÜM SENİ SENİ!