14 Mayıs 2013 Salı

RUGAN AYAKKABI BİLDİRİYOR: DİYET YAPARKEN DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR!!!

           Ben kendimi bildim bileli hep bir zayıflama hikayesinin içindeydim.Daha lisedeyken yok şunu yemeyim, yok bu çok kalorilidir diye diye kendimce zayıflama mevzusunda ilerlemeye çalışıyordum. Ama malesef ki yıllarca hep boşa debelenmişim. Hep bu debelenmelerim bana malesef ki kilo olarak döndü.
       İsveç diyetleri mi yapmadım, atkinsler mi yapmadım ama boşa anacım! Önemli olan sağlıklı beslenmekmiş. 7 ocakta başladığım yolculuğumda tam tamına 18 kilocuğuuuum uçtu. Ben bu süreçte aç kalmadım ama tabi ki uzak durduğum besinler oldu. O canımın çok çektiği besinleri de doktorcuuum sağolsun BONUS GÜNLERİMDE doya doya ye dedi. Size azıcık kilo vermeye yardımcı bazı küçük öneriler vermek istiyorum naçizane. :))

  • Bir kere ekmeği kesersem zayıflarım diye bir olay yok. Ekmek en ulaşılabilir karbonhidrat. Eğer ben ekmek yemiyorum arkadaş derseniz; kan şekerciğiniiiiz düşer ve en yakın tatlı tuzağının kucağına( çikolata vb.) atlarsınız benden söylemesi.
  • Aç karnına sirke, limon falan unutun bunları. Allah muhafaza midenizi delersiniz. Ama şunu söyleyeyim: Sabah uyandığında içilen ılık 2 bardak su gerçekten işe yarıyor.
  • Kahvemi ikisi birarada içiyorum, şeker almıyorum diye kandırmacaya da son. Çünkü ikisi biraradalarda malesef ki yağlı süt tozu oranı fazla ve çok az bir kalori farkı oluyor dolayısıyla.
  • Oh kepekli ekmek yiyorum, istediğim kadar yerim! Bu da malesef ki yanlış. Çünkü beyaz ekmek ile kepekli ekmek arasında kalori farkı yok. Ama kepekli ya da tam buğday ekmekleri daha fazla lif içerdiği için diyetinize çooook yardımcı olacaktır.
  • Zeytinyağı kullanıyorum, o zaman istediğim kadar boca edebilirim! Bütün yağların kalori miktarları aynı! Yağı az ve öz kullanacağız diyetimiz sırasında.
  • Eğer kaçamak yaptıysanız, bir günlük kısa detoks yapın ve suçunuzu örtün :)
  • Meyve suyu sağlıklı, sürekli içebilirim! Meyve suları fazlaca şeker içerir. Bu yüzden gereksiz kalori tuzaklarıdır. Onun yerine günde 3-4 porsiyon meyve yemek çok daha sağlıklıdır.
  • Sadece karbonhidrat ya da protein yemek zayıflatır. Bir öğünde tüm besin gruplarından almak lazım. Bu hem gözümüzün, hem de midemizin uzuuuuuuun bir süre doygun olmasını sağlayacaktır.
  • Lütfen azıcık hareket edin. Spor yaparak hem vücudumuz sıkılaşacak, hem de metabolizma hızımız artarak daha hızlı kalori yakmamızı sağlayacaktır. Bu arada spora vücudumuz yarım saatten sonra reaksiyon veriyor. Yani 40 dakika spor yapıyorsanız 10 dakikası yağ yakımına yardımcı olacaktır.
  • Zayıflama ilacı, çayı hapı, unutun bunları! Çaylar en fazla ödem atmanıza yardımcı olabilir. Ama zayıflama ilaçları sadece reklam tuzağı. Çok şükür azmimiz ve aklımız var.Lütfen kendinize inanın! 
Ama en önemlisi bunların hepsini hayatımızın tüm süresine yaymamız gerektiğidir. Sadece diyet süresinde yapıp sonrasında tüm bunları kenara atmak, verdiğimiz kilocukların bize tekrar dönmesine sebep olacaktır. Yaşadım oradan biliyorum :)) Ama bu sefer çok süper giden bir diyetin var ve bunu ömür boyu yapabileceğime inanıyorum gençler. Diyet yapan, zayıflamak isteyen herkesciklere azim diliyorum. Tabi bana da :)) 

HERKESE ÖPÜCÜKLER!!!

12 Mayıs 2013 Pazar

SPOR ZAMANI!!!

İki haftadır yazamamışım bloğuma. Çoooook ama çok yoruluyorum iki haftadır. Biliyorsunuz ki zayıflama yolunda emin adımlarla ilerliyorum. An itibariyle 17,5 kg vermiş bulunmaktayım. Artık giydiğim kıyafetler o kadar bol geliyor ki sanki benim değiller :) Süper mutlu oluyorum her giydiğim kıyafetin üzerimde dönmesinden. Hele bir de uzuuuun zamandır görmeyen herkesin incecik olmuşsun yorumlarını duyunca içimde mutluluk baloncukları uçuyor. 
     Kilo verişim malesef ki yavaşladı. ;Doktorcuuum makina olmadığımı, kilo vermenin süreç olduğunu ve tek bir haftaya göre yorum yapmamamı söyleyerek içimi rahatlattı. Ama hala vermem gereken çoooooooooook kilo var ve zaman olanca hızıyla ilerliyor. Yaz geldi gelecek. İşte ben de biraz daha zayıflayabilmek ve vücudumun toparlanabilmesi adına spora başladım. Tabi bunda çalıştığım okuldaki hatunların da spora başlaması etkili oldu. Öyle güzel inceldiler ki... Bende inceleceğim arkadaş deyip kolları sıvadım. Tabi ki hareketleri yapmak acemi olduğumuzdan zorladı, ama beni en çok zorlayan spordan sonraki gün oldu. Allah'ım her hareketimde en az 36465464 kasım ağrıyor. 1 hafta kadar her spor ertesi günümde dayak yemiş gibiydim. Şimdi de azıcık ağrıyor ama o ilk günlerdeki gibi değil. Sözde bir de ben evde spor yapıyordum. Hamlık falan olmaz diyordum kendi kendime. Ama en acı şekilde tattım bunu. Olsun, acısın kaslarım. Bu iyi haber demek. Eğer kascıklarım çalışmasalardı, ağrımazlardı di mi? Bana azim dileyin a dostlar. Çünkü okuldan sonra spora gitmek çok yorucu oluyor. Akşam 8 buçukta eve gel, duş al, dinlen azıcık derken zaman zaten geçmiş oluyor. Spor adına ne yaptığımı paylaşayım sizinle:
  • Spordan 1 saat öncesine kadar yemekle tüm ilişiğimi kesiyorum. Spor esnasında midemizin dolu olması malesef ki hareketlerimizi zorlaştırıyor.
  • Spordan yarım saat önce içilen sade kahve ya da sade nescafe metabolizma hızımızı artırıp yağ yakmamıza katkıda bulunuyormu. Bunu yeni uygulamaya başladım. Bakalım etkisi nasıl olacak?
  • Spor hocamızla çalışmaya başlamadan önce 20 dakika 5 dk tempolu yürüyüş, 5 dk koşu, 5 dk tempolu yürüyüş, 5 dk koşu yapıyorum koşu bandında.
  • Eğer hala zamanım varsa 10 dk kadar da bisikletle çalışıyorum.
  • Spor hocamız eşliğinde 1 saat dolu dolu fitnes, pilates ve step yapıyoruz. 
  • Bir de bunun üzerine 20 dk koşu bandında tempolu yürüyüş+koşuyu yaptık mı tadından yenmez bir spor çalışması oluyor. 
Tabi ben son 20 dk'lık bölümü yapamadım henüz. Çünkü spor bitince koşarak evime gidiyorum. Umarım bu çabalarım sonuç verir.
BU ARADA TÜÜÜÜM ANNELERİMİZİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUUUUUUUUUUUUUUUUUN!!!
HERKESE MUTLU HAFTASONLARI!!!

24 Nisan 2013 Çarşamba

YANIBAŞIMIZDAKİ GÜZELLİK!!!

         Bugün sevdiceğimle uyandık, çok cici bir kahvaltı yaptık ve oturduk televizyonun başına. Allah'ım o nedir öyle? Sabahtan öğleye kadar televizyonda zevkle izlenebilecek bir tane bile program kırıntısı yok. Allah tüm haftaiçini evde geçirenlere sabır versin.
         Televizyonu karıştır, bilgisayarı karıştır derken kendimizi nerelere atsak diye düşünmeye başladık. Aslında ben Şirince'ye gitmek istiyordum en başta, ama git gel 100 km yol yapmayalım dedik. Malum amacımız bugünü dinlenerek geçirmek. Güllübahçe'de Priene adında bir antik kent var. Doğanbey'e giderken yanından geçmiştik ama hiç gidip de bakmak nasip olmamıştı. Atladık gittik. Bir patikayla başlıyor antik kentin girişi. Ben bayıldım. Çünkü öyle çok büyük beklentilerim yoktu. Aman iki taş göreceğiz diyordum, ama bildiğin antik kentmiş burası. Athena Tapınağı'nın oradan görülen manzara muhteşem. Söke Ovası'nın eskiden deniz suları altında olduğu buradan bakılınca çok net anlaşılıyor. Ben manzara hayran kaldım. İlerde çocuklarımı götürüp "Bak yavrum buralar eskiden hep denizmiş." deme planlarım var.Yok şurası limanmıştır, burada Helen ile Antonyus elele gezmişlerdir diye geyik yaptık durduk. :) 
                  Athena Kutsal Alanı işte burasıymış.




                                                         Tapınaktan Söke Ovası manzarası

Tapınak alanında bir sürü fotoğraf çekilip, tiyatronun olduğu alana geldik. Tiyatro alanına hayran kaldım. 6500 kişilikmiş vakti zamanında. Tiyatronun ön kısmında kentin ileri gelenlerinin oturması için özel taht biçiminde oturaklar hala duruyor.


          O tahtlarda fotoğraf çekilmeden olmaz dedik. Ayrıca Tanrı Dionysos adına da en önde bir oturma alanı da mevcut. Kimbilir hangi oyunlara şahitlik yaptı bu tiyatro?


      Ben Priene'e bayıldım. Ama orada yapılması gereken o kadar çok şey var ki. Antik kentin kalıntıları dağınık bir şekilde duruyor. Onları tekrar üst üste dizmek çok mu zor? Ben bu haliyle bayıldım, azıcık bakılsa şimdikinden çok daha güzel olur kanımca. 
     Priene'de hoplayıp zıplaya zıplaya gezmekten insan hem yorgun düşüyor, hem de acıkıyor. Priene'in hemen altında bir sürü restaurant var. Eğer rejim yapmasaydım, gözleme-ayran yerdim kesin. Ama "Tut Ayşe kendini!" deyip evimde beni bekleyen ıspanağıma koştum. 
    Bu kısa tatili kendimce çok güzel geçirdim. Eğer birgün yolunuz Söke-Bodrum karayoluna düşerse mutlaka uğrayın derim. 

21 Nisan 2013 Pazar

KİLO VERİRKEN PLATO DÖNEMİ ZIMBIRTISI

Ey dostlar nasılsınız? Keyifler gıcırında mı? Bir pazar günün bitişini, tekrar işe dönüş stresini içimin taaa en derininde hissediyorum. Arkadaş kimin aklına gelmiş tatili sadece 2 günü sığdırma fikri? Şiddetle kınıyorum... Ne vardı da çalışan hatun olduk ki? Yaya yaya oturmak, oradan oraya boş beleş gezmek dururken, işin yoksa pazartesi işe git. Elbet seviyorum sınıftaki bebekleri. Ama işte o sabah erken kalkma olayı yok mu? O işte beni çok kasıyor. Hayır veletler uyanmakta zorlanıyorlar. Kendimi şu kadarcık düşünmüyorum. :)
        Bugün size kilo verirken her bünyenin başına gelebilecek plato döneminden bahsetmek istiyorum. Yani kilo vermenin aniden durması!!! Allah'ım ne moral bozucu bir olaydır o öyle. Sen o kadar yeme içme, nefsin ile iraden arasında savaş ver yorul. Ama 1 gram bile verme. Son 20 gündür benim başıma geliyor. Hoş bende tamamen vermeme durumu olmadı. Ama çok çok az eridim. Önceden 10 günde 1500 gramın altında vermezken, bu plato zımbırtısında 700 gram falan verdim. O kadar moralim bozuldu ki. umutsuzluğa falan düştüm. Ben hep tombiş mi kalacağım, zayıflama yolculuğumun sonuna mı geldim, bu diyetin de mi sonuna geldik gibi deli sorular kafamda dönmeye başladı. Ama dedim ki içimden Ayşe hani 36 beden olacaktın? Bu kadarcık mı azmin? Kendi kendimi gaza getirdim açıkcası. Çünkü ben daha da zayıflamak istiyorum ve bunun için de diyetime devam etmekten başka yol yok. İnternette araştırdım neler oluyor bana diye? Meğerse canım bünyem verdiğim kilolara alışmaya çalışıyormuş. Bu kız neden zayıfladı diye anne şefkatiyle hayıflanıyormuş. "Canım metabolizmam, sen dert etme. Bak bu bizim için daha iyi olacak. İlerde o şekermiş, kolestrolmüş, düşman başına bile vermesin kalp ve damar hastalıklarıymış; hepsinden korunmuş olacağız böylece." dedim ve devam ettim diyetciğime. Doktorcuuuma da sormuştum ne oluyo hacı, neden gitmiyor bu kilolar diye; adamcağızda sabret gidecek demişti. Zaten diyetimin başında moral olsun diye daha az kalorili bir diyet programı uygulamış. Ondan sonra daha yavaş ve emin olanına geçmişiz. Ama işte plato döneminde sakın ama sakın moral bozmuyoruz. Eğer daha devam edecek yolum çok diyorsanız benim gibi, azıcık dişimizi sıkacağız.
        Bu arada artık 40 bedenin içine girebiliyorum. Allah'ım çok mesudum. Çünkü en son üniversitedeyken 40 bedendim galiba. Üniversitedeki pantolonlarımın içine cuk diye giriyorum. Hedefime daha da yaklaşıyorum. Ayrıca misafirliklerde dikkat sakın o tatlılara el sürmeyin. Hepsi pişmanlık olarak göbeğinize ve poponuza oturacaklar....
         Bir pazar postunun da sonuna geldik. HEPİNİZE MUTLU HAFTALAR....

17 Nisan 2013 Çarşamba

MUTLU HAFTASONU!!!

Son zamanlarda hep diyetimden bahsetmişim. Ama ne yapayım. Çok mutlu oluyorum zayıfladıkça. Artık üniversitedeki pantolonlarıma sığıyorum ve eski kıyafetlerim resmen üzerimden düşüyor. Eee 14 kilo verdik. Az mı??? 
Çoook güzel bir haftasonu geçirdim canımla. Cumartesi evde takıldık. Uzuuuun zamandır yapmadığımız genel temizliği yaptık. Tabi hala yapılması gereken işler öyle yığılıyor. Anlamıyorum ya, şu ev nasıl kirleniyor? Topu topu 2 kişiyiz, ama yerler her an toz oluyor. Pazar günü de kendimizi dışarı attık. Güzelçamlı'da Zeus Mağarası'na gittik. Dilek Yarımadası Milli Parkı'na girmeden hemen solda. 1 sene oldu Söke'ye geleli, ama hiç gitmemiştik. Açıkcası biraz bakımsız bırakmışlar. Bence biraz daha bakımla çok daha cazibeli bir yer olabilirdi. O potansiyeli gördüm orada. :) Mitolojiye göre Zeus Kardeşi Poseidon'un kızgınlığından kaçmak için bu mağaraya sığınmış ve yıkanmış. Ayrıca bu mağaranın suyunun ben deniz suyu olduğunu düşünmüştüm. ama tatlı suymuş. Zaten mağaranın tepesinden şıp şıp su damlıyor. 
Ayrıca güzelliğine güzellik katmak isteyenlere Zeus Mağarası'nn dibindeki çamur Afrodit'ten kaynaklıymış ve cilde sürüldüğünde güzelleştiriyormuş. Ben denemedim. Eğer siz denediyseniz paylaşın. 
Zeus 'tan sonra Güzelçamlı'nın sahilinde turladık. Dönerken de Soğucak Köyü'ne uğradık. Eve geldiğimizde ikimizin de başı dönüyordu. Galiba fazla oksijen bünyemizde ters etki yaptı. 
Benim için başbaşa çoooooook tatlı bir pazardı. Allah'ım ne olur hep gezelim biz. Çok seviyorum gezmeyi, ne yapayım? Benden şimdilik bu kadar.
HEPİNİZ MUTLU KALIN....

11 Nisan 2013 Perşembe

ZAYIFLIYORUZ DEDİK YA!

              Selamlar,
             Bu ara fazla sulu göz bir Ayşe moduna girdim. Okulumuza düşman başına müfettişler geldi. Akşama kadar gerim gerim gerildim sınıfıma gelecekler diye. Malum taze öğretmeniz. Her ne kadar müfettişlerin yetkisi olmasa da insan kasılıyor işte.
             Neyse adamcağız geldi sınıfıma bende bir heyecan bir heyecan. Çocuklara taramalı tüfek gibi sorular soruyor. Çocuklar da sudan çıkmış balık gibi bakıyorlar. Neyse atlattık gitti. Ama tüm gün ha şimdi dersime girecek, ha girdi derken gerildim. Tabi bende gerginlik ağlayarak boşalıyor arkadaş ne yapayım? Bir de zaten üzülüyorum kilo vermem yavaşladı diye. Neden sabit bir hızda gitmez ki? Ne kadar mutluydum halbuki 10 günde 2'şer 2'şer kiloları verirken...
            En son doktorcuğuma gittiğimde 800 gr'cık gitmiş. İçime oturdu resmen. Çok üzüldüm ya. O kadar boğazımı tutuyorum semeresi bu mu olacak diyorum kendi kendime. Allah'tan çevremdekiler süper destek veriyorlar. Okuldan bir arkadaş 30 kilo vermiş ve bunu 1 yıla yayarak yaptım dedi. Ama işte insan değil miyim? Hemencik o kilolar gitsin istiyorum.
        Gerçekten erimişim ya. Haftasonu canım arkadaşım Eminecim geldi ziyaretime. Onunla birlikte alışverişe çıktık. Bir şey almaya niyetim yoktu. Çünkü alışverişimi zayıflama dönemimin sona ermesine saklıyorum. Ama çıkmışken denedim de denedim. Ve o kadar mutlu oldum ki... :))) Önceden yanınadan bile geçemeyeceğim bedendeki kıyafetler o kadar süper oturdu ki; az daha alacaktım. Ama gereği yok şimdilik.Tam 13 kilocuk uçtu 3 ayımda. Yaza bomba gibi bir Ayşe olacağım.
  Ne olur bu azmim ben 36 bedene girene kadar devam etsin ve verdiklerimi geri almayayım. Tek alacağım kilo bundan sonra bebişim için olsun... :))) Herkese MUTLU GÜNLER!!!!

18 Mart 2013 Pazartesi

ZAYIFLIYORUZ!!!

Selam Gençler!
    2009'da üniversiteyi bitirdiğimde atanamamış bir öğretmen olarak ortada öyle boş boş geziyordum. Mezun olup evde oturmak o kadar sıkıcı bir olay ki! İnsan işe yaramak istiyor. Bir baltaya sap olmak istiyor. Sanki bok var çalışmakta. Mis gibi git yüksek lisansını yap, öğrenciliğini uzat değil mi? Neyse işte bu dönemde dersanedir, etüddür her yerlere başvurdum. Nitekim sadece yol paramı karşılayacak ücretlere tamam dedim. Evde oturmamın pek bir faydası yoktu. Çünkü evde oturdukça ev ahalisine sarıyordum. Ama zamanla beni dersanelerden soğutan olaylar olunca evde oturup KPSS'ye çalışayım dedim. Daha sonra rehabilitasyon merkezlerinin çok iyi maaş verdiğini duydum arkadaşlardan. Atladım gittim Mersin'deki kurslarına. 1 ay kadar orada kaldım. Sonra İzmir'de bir rehabilitasyon merkezinde çalışmaya başladım. 
    2010 Temmuz KPSS'den bir gün önce atamam oldu. Havalara uçtum. Sınava da öylesine girdim. Rehabilitasyonla ilişiğimi kestim ve valizimi toplayıp Batman'a koştum resmen. İlkokul arkadaşımla birbirimizden habersiz aynı okula atanmışız. Hemen birlikte evimizi tuttuk. Sonra her Batman'a gelenin ilk yapacağı iş olarak Hasankeyf'e gittik. Bir sürü fotoğraf çekildik. Eve geldiğimde fotoğraflara baktım ve tüm fotoğraflardan nefret ettim resmen. Resmen bir dobişko vardı benim yerime. Zaten hiç bir zaman 36 bedeni bırak 38 beden bile pantolonum olmamıştı. Ama bu kadar da kötü görmemiştim kendimi. 
   Diyetisyene mi gitsem? Ya zayıflayamazsam? Boşuna mı para vereceğim? Derken Batman Medical Park'ta canım Özgür Beyciğimle oturduk ve benim için bir program yaptık. Tam tamına 15 kilo vermiştim. Ve eski halime nazaran süper görünüyordum. 
  O yaz düğünümüz oldu canımla. Ama düğün sonrası diyet miyet hak getire. Balayı otelimizdeki açık büfeyi resmen talan ettik. Ardından gelen Ramazan'da gündüz uyuyup gece durmadan tatlı yeme alışkanlığı edindik. Sohbetle farkında olmadan hüplettim hep o baklavalı dondurmaları. Kimse de bana dur kardeş sen daha yeni kilo vermedin mi? diye silkelemedi. Yaz tatili sonunda Batman'a döndüğümde zaten verdiğim 15 kilonun 10 kilosunu geri alıvermiştim. Ardından da almaya devam ettim zaten. Taaa ki ocak ayına kadar. Tartıya çıktığımda resmen kırmızı alarm veriyordu.
  Hemen ertesi gün Diyetisyen Yavuz Beyden randevuyu kopardım ve gittim. 7 Ocakta başladım yeni diyet serüvenime. İlk 15 gün çok zor geldi açıkcası. Kendimi sürekli aç hissediyordum. Ama artık alıştım düzenime. Ve her 10 günde bir olan randevuma gittiğimde o kadar mutlu oluyorum ki :)) Yavuz Beyle başladığımız günden bu yana 11 kilom uçtu gitti ve bu sefer geri gelmeyecekler dostlar... Yani bu sefer çok dikkat edeceğim. Çünkü her ne kadar şu an zorlanmasam da tekrar diyetteyim moduna girmek istemiyorum. 
   Evet neler mi yapıyorum gençler? Bir kere aburdu, cuburdu unutun. Yemekler az yağlı ve porsiyonlar küçük. 5 günde 1 ızgara yiyebilirsin. Diyetimin en güzel kısmı ise BONUS GÜNÜ... Bonus Günümde sabahtan akşama kadar istediğim ne varsa yiyorum. çikolata, pasta, kızartma, börek, çörek aklıma ne gelirse 10 gün boyunca canım ne çektiyse yiyebiliyorum. 10 Günde 1 gün doktorcuğum istediğin her şeyi yiyebilirsin diyor. Ama gelin görün ki; o bonusta dağları yerim ben diyorum. Ama mideciğim küçücük kalmış olmalı ki almıyor. :))
   Evet gençler, son 2 buçuk aydır çooook güzel kilo veriyorum. Kilo vermem yavaşladı bu ara. Ama canımı sıkmıyorum. Çünkü azimliyim ve çıtı pıtı bir Ayşe olacak yaza... Bana şans ve irade dileyin...
                                                MUTLULUKLAR HEP SİZİNLE OLSUN!!!

12 Mart 2013 Salı

KEŞKE Bİ HOBİM OLSA...

Dostlar bazen o kadar beceriksiz hissediyor ki insan kendini... etrafıma bakıyorum millet vızır vızır bir aktivitenin içerisinde. Sağıma bakıyorum takı tasarlıyor, soluma bakıyorum o kurstan bu kursa koşuyor. Millette mi var bi kurt bende mi var üşengeçlik anlamıyorum. Ama çok heves etmişliğim var. Millet desin Ayşe de şu işin pek bi üstadır diye.
        Üniversitem Manisa'nın Demirci ilçesindeydi. Demirci küçücük bir yer. Bir hafta okula git gel tüm öğrencileri tanırsın. O derece küçücük. Hatta geçen yaz eşimle diplomamı almaya gitmiştik. Diline dolandım dersliklerimizi görünce. Liseden farksızmışmışmış... Biliyoruz her halde ne yüzümüze vuruyorsun be adam? İşte ben burada 4 senemi harcarken ilçede gitar ve bağlama kursu açlışmıştı. Allah'ım hemen koştum kursa. Kursun sahibi sağolsun 70-80 TL'lik gitarı 150 TL'ye kakalamış, sonradan anlayan vatandaşlara gitarı gösterince öğrendim kazık yediğimi. Neyse gitarımı aldım tin tin kursa gidip geliyorum. Bir iki şarkı tıngırdatmaya da başlamıştım. Olacak bu iş diye gaza falan da getirdim kendimi. Ama nasıl olduysa "Pıssssssss!" diye söndü içimde bu istek. Önce kursu ekmeye başladım. Sonrasında hiç sallamadım. 
      Okulun bir şubat tatilinde İzmir'e gittim. Kızlarla buluştum. Anam milletin okuduğu üniversitede seçmeli dersler süper. Bizimkiler de tenise başlamışlar. Hemen gaza geldim benim neyim eksik. Ben de Martina Hingisvari sallarım raketimi dedim. Neyse aldım raketi. Kızlarla kendi kendimize cemiyette pişmeye çalışıyoruz. Tatil bitti, ben de döndüm kürkçü dükkanı Demircim'e. Kimse bana senin üniversitenin sınırlarında bir tenis kortu bile yok dememişti. Raket öyle aldığımla kaldı. 
    Dedim ki kendime " Hacı azıcık el işlerine yönel." İçindeki Martha'yı piyasaya çıkar. İnternetten baktım en masrafsızı ne diye. Ahanda bu keçe tam bana göre dedim. Sözde renk renk mıknatıslar, duvar süsleri yapacaktım kendime. Aldım renk renk keçeleri. Kesiyorum, kesiyorum. Beceriksizliğin dik alası oluyor. Hepsi yamuk yumuk çiçek şablonları çıkardım. Sonra sıkıldım kesip dikmeye çalışmaktan. Bir de keçe ne kadar sert bir materyal öyle. İğneyi keçeden geçirmek için Hulk gücünde olmak lazım. Keçeden adam gibi yapabildiğim tek şey Memoşko'nun doğumu için yaptığım kapı süsü oldu. Annesi hala kapıda asıyor... Ama işin zorluğu ve beceriksizliğim birleşince o hobi de katlanıp rafa kaldırıldı.
   Bu ara kendimi oyaladığım tek şey spor! Her gün yapamasamda evde bisikletime biniyorum, pilates lastiklerimle çalışıyorum. Tabi bunu diyetle de destekliyorum. Dostlar 8 ocaktan beri başladığım bu maratonda tam 10 kilomla vedalaştım nabeeeeeeeeeeeeeeer! Süper oldum ve olmaya da devam edeceğim.
   Umarım önümüzdeki günlerde daha fazla kilomla vedalaşırım. Ama azmettim olacak arkadaş. Olacak ve verdiğim kiloların hiçbiri bir daha bana uğrayamayacak. Yaza süper bir başlangıç yapacağım arkadaş. Umarım bu sözlerimi yutmam :) 
     MUTLU KALIN!...

22 Şubat 2013 Cuma

SELAMLAR!!!

Merhabalaaaaaaar,
Günler nasıl hızla akıp geçiyor, anlamıyorum yani. Daha yeni kışa girerken, nasıl bitecek bu buz gibi kış derken şubatı devirmek üzereyiz yavvv... Zaman hızla akııııp geçerken neler neler oldu.
Bi kere yeni bi yıl tüm hızıyla hayatımıza girdi. Yeni bir yaşa girdim hayırlısıyla. yaşlanıyorum ya. ne zaman 26 oldum ben? Daha dün gibi hatırlıyorum 18'e girdiğim zamanı. Her bi şeyi tek başıma başarabileceğim sanmıştım harbidende. Üniversite falan derken çok hızlı mı akmış zaman ne? En güzel yaşım 21'di. Evet hem gençtim, hem yetişkin... Ve çok mutluydum 21'ken... Ama yine de her yaş kendinde güzel 26'yı da sevdim. Ama alışmam 2-3 haftamı aldı.
Bir de sevgililer günü geçirdik ey dostlar... Biz öyle sevgililer gününü havai fişeklerle kutlayan bi çift değiliz, ama bizim de bi romantikliğimiz var sonuçta :) Her sevgililer günümüze özel gül gönderiyor sevdiceğiiim. Bu sene birlikte geçirdiğimiz 3. sevgililer günüydü ve 3 tane güllü bi demetim geldi... Bilmiyorum ya ben seviyorum çiçekleri. Bana her gün çiçek alsa her gün mest olurum. Seviyorum o mis kokularını...

Bu arada 7 ocaktan beri tam 7 kilom gitti nabeeeeeeeeeeeeeeeeeer? Kuşadası'nda diyetisyene gidiyorum. Doktorum Yavuz Bey'den süper memnunum... Bakalım güzel günler yakındır galiba, sanırsam...

Son günlerim böyle geçti.

Çoooooook büyük mutluluklar sizinle olsun...

2 Ocak 2013 Çarşamba

UZUN ARADAN SONRA...


   Oooo!.. Uzun zamandır yazmamışım. Çok yoğun günler yaşıyorum. Yeni okulumda görevime başladım. İlk haftalar aşırı yorucu geçti. Eve geldiğimde kendimi resmen koltuğa atıyordum. Neyse ki yavaş yavaş düzene sokuyorum sınıfı... Görüşmeyeli 2 kez İzmir'e 2 kez de Aydın'a gittim. İzmir'de tatlım yeğenimin mevlidini yaptık. Allah'ım çok yakışıklı olmamış mı? Bu fotoda papyonuyla bizimki tam bir gangnam style'cı PSY'a benzememiş mi?

Aydın'da da ablamlara gittik. Forum ve Bulvar'ında uzun uzun gezdik. Mağazalar başımı döndürdü resmen... Ama hiçbir şey almadım. Gezimizin en ilginç fotosu Hindili Noel Baba'ydı. Sanat harikası!..

Yılbaşı'nda Bornova'daydık. Kardeşim, eşi, canım eşim ve ben çok eğlendik. Ama hala kulaklarım çınlıyor arkadaş. Bunun adı akustik tarvmaymış. Yüksek ses sonrası bir kaç gün çınlama devam edermiş bakalım, bekliyorum geçmesini... Şimdilik bu kadar...
MUTLU KALIN...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

ARA BENİ ÖPTÜM SENİ SENİ!