
Okulun bir şubat tatilinde İzmir'e gittim. Kızlarla buluştum. Anam milletin okuduğu üniversitede seçmeli dersler süper. Bizimkiler de tenise başlamışlar. Hemen gaza geldim benim neyim eksik. Ben de Martina Hingisvari sallarım raketimi dedim. Neyse aldım raketi. Kızlarla kendi kendimize cemiyette pişmeye çalışıyoruz. Tatil bitti, ben de döndüm kürkçü dükkanı Demircim'e. Kimse bana senin üniversitenin sınırlarında bir tenis kortu bile yok dememişti. Raket öyle aldığımla kaldı.
Dedim ki kendime " Hacı azıcık el işlerine yönel." İçindeki Martha'yı piyasaya çıkar. İnternetten baktım en masrafsızı ne diye. Ahanda bu keçe tam bana göre dedim. Sözde renk renk mıknatıslar, duvar süsleri yapacaktım kendime. Aldım renk renk keçeleri. Kesiyorum, kesiyorum. Beceriksizliğin dik alası oluyor. Hepsi yamuk yumuk çiçek şablonları çıkardım. Sonra sıkıldım kesip dikmeye çalışmaktan. Bir de keçe ne kadar sert bir materyal öyle. İğneyi keçeden geçirmek için Hulk gücünde olmak lazım. Keçeden adam gibi yapabildiğim tek şey Memoşko'nun doğumu için yaptığım kapı süsü oldu. Annesi hala kapıda asıyor... Ama işin zorluğu ve beceriksizliğim birleşince o hobi de katlanıp rafa kaldırıldı.
Bu ara kendimi oyaladığım tek şey spor! Her gün yapamasamda evde bisikletime biniyorum, pilates lastiklerimle çalışıyorum. Tabi bunu diyetle de destekliyorum. Dostlar 8 ocaktan beri başladığım bu maratonda tam 10 kilomla vedalaştım nabeeeeeeeeeeeeeeer! Süper oldum ve olmaya da devam edeceğim.
Umarım önümüzdeki günlerde daha fazla kilomla vedalaşırım. Ama azmettim olacak arkadaş. Olacak ve verdiğim kiloların hiçbiri bir daha bana uğrayamayacak. Yaza süper bir başlangıç yapacağım arkadaş. Umarım bu sözlerimi yutmam :)
MUTLU KALIN!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız benim için önemlidir...