İlk adımları, ilk sözcükleri onbin ışık yılı gerisinde gibi. Aldığım notlar, tarihler olmasa beynim hepsini aklında tutar mıydı? Sanmıyorum.
Güzel oğluşum on aylıkken minnoşuma hamileydim. Henüz oğlum yürümezken. Çok müthiş becerikli bir insan olarak bu hamileliğimi çok da iyi geçirmedim. Tekrar sezaryen korkusu, yeni bebek bakımı, oğlumun küçüklüğü vs...
Şimdi oğluma bakıyorum. Benimle sohbet edebiliyor. Konumuz şimşek Mekkuin (şimdi yazılışıyla uğraşamayacağım.) de olsa sohbetimiz koyulaşıyor, hayaller kuruyoruz, masallar uyduruyoruz. Artık kucağıma sığmıyor ve deliksiz uyuyor. Şimdi görüyorum onun büyüdüğünü.
Peki ya kızım, prensesim, miniğim, davetsiz ev sahibim... Kucağımdan ne zaman inecek diyordum. Şimdi canı isterse sırnaşıyor. Biberonu kabul edecek mi diye karnıma ağrılar giriyordu, şimdi nasıl bırakacak ki derdindeyim. Aaa ilk dişi heyecanindayken köpek dişlerine gelmiş sıra.
Ve ben bu çocuklara nasıl bakacağım, bana deliksiz uyku yok mu derdindeyken büyüyorlarmış. Haberim bile olmamış. Zamanı tutamamışım ellerimde. Ben onlarin bebek hallerine doyamadan çocuk oluyorlarmış.
Hani daha çok agucuk yapacaktık?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız benim için önemlidir...